ÇOCUKLARA ÖĞRETİLMESİ GEREKENLER

Ebeveynlerin Çocuklarına Öğretmesi Gereken 10 Şey
1- Ayırt etmeksizin insanlara saygı duymayı öğretin
2- Hata yapmasına izin verin
3- Bilginin nottan daha önemli olduğunu öğretin
4- Her zaman onları destekçisi olduğunuzu hissettirin
5- Kendini ifade etmeyi öğretin
6- Birilerinin onayını almak için kötü şeyler yapmamalarını öğretin
7- Soru sormanın kötü olmadığını öğretin
8- Sağlıklı olmanın her şeyden önemli olduğunu öğretin
9- Doğaya ve çevreye saygı duymayı öğretin
10- Hayır demeyi öğretin

KURTULMANIZ GEREKENLER

Kurtulmanız gereken şeyler;
Değişmekten, gelişmekten korkmayın
Geçmişe takılıp kalma hastalığından kurtulun
Harekete geçin, aşırı düşünme alışkanlığından kurtulun
Kendinizden ve vaktinizden taviz vermeyin.
Her şeye “Evet” deme alışkanlığından kurtulun.

GİZLİ GÜÇ

Her şeyin güzel olacağına inanmak istiyorum. Yorulsam da, bazı yerlerde sendelesem de, o yolda yürümek ve o yolu güzelleştirmek için elimden gelen her şeyi yaparken buluyorum kendimi. İnsanın hep gizli bir gücü varmış içinde, ortaya çıkınca fark ediyormuşsun.

BIRAKMAYI BİL

Eğer biri senden huzuru, mutluluğu ve sevgiyi çalıyorsa, takip etme. Takip etmek zorunda değilsin. Bunu gerçek hayat için de uygula. Sadece sosyal medya için değil. Senin değerlerine saygı duymayan, şükretmeyen insanların etrafında olmasına gerek yok. Sil gitsin. İnsanları hayatınızdan çıkarmanız onlardan nefret ettiğiniz anlamına gelmiyor. Kendinize gerçekten saygı duyduğunuz anlamına geliyor.

BEKLEMENİN SONU YOKTUR

Beklemenin sonu yoktur,
Beklemek uçsuz bucaksız.
Tek renksiz “su” derler ama,
Bence bir diğer renksiz de beklemektir.
Ya çok şey kaybettirir,
Ya da pek çok şey kazandırır.
Beklemek, bazen düşlerde gezdirir,
Bazen de gerçekle yüzleştirir.
Beklemek, ya ayrılığı bitirir,
Ya da ayrılığı getirir.
Beklemek, çölde kaybolmaktır,
Kimi zaman da yeşillikler arasında,
Bir ağaca yaslanıp,
Gökyüzünde yolculuk yapmaktır.
Beklemek öyle bir şeydir ki,
Ya yıldızları toplarsın, birer birer,
Ya da onlara ışık yılı uzaklığında bırakır.
Yani beklemek, hayatın görünmeyen yansımasıdır…

SEN YİNE KAYBEDERDİN

Başıma gelmez dediğim onca şeyi yaşamakla geçiyor hayatım. Ne kadar da güçlüymüşüm meğer. Asla dayanamam dediğim her şeyin fazlasına bile dayandım. Kimseyi bir kez bile kırmamak için uğraşırken, kendimi bin parçaya böldüğümü çok geç anladım. Yıllar hiç geçmeyecek gibi gelirken ömrüm tükenmiş. Kalbim yorulmuş. Yaşım zaten beni beklemeden almış başını gitmiş. Bazen Sezen Aksu’nun şarkısı takılıyor dilime. Şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler. Ve sonra mırıldanıyorum kendime. O yılları sana verseler. Sen yine kaybederdin.

MÜŞFİK KENTER

Üzülüyorsun, takma diyorlar.
Kızıyorsun, değmez diyorlar.
Boş veriyorsun; gamsız diyorlar.
Susuyorsun, iki çift laf et diyorlar.
Konuşuyorsun, muhatap olma diyorlar.
Çekip gidiyorsun, mücadele et diyorlar.
Alttan alıyorsun, tepene çıkardın diyorlar.
Bağırıyorsun, sakin ol diyorlar.
Aklı başında davranıyorsun, bu kadar uslu olunmaz diyorlar.
Dikine gidiyorsun, yaşına başına yakışmaz diyorlar.
Ölünce ne diyecekler?
Muhtemelen; Ölüm sana yakışmadı.
Normal tabii, dirimizi beğenmediler ki ölümüzü beğensinler…
Müşfik Kenter

FAYDA

Çaban yoksa faydan da yoktur. Ne başkasına, ne kendine…
Bir boşluğu dolduruyorsan, doldurman gerektiği içindir.
Bir boşluğun içinde bir boşluğun daha olmasının bir anlamı yoktur.
Tasasız, çabasız ve faydasız yaşayanların kendine saygısı yoktur.
Amacın olsun! Ki aklını kullanabilesin.
Tasan olsun! Ki vicdanının kullanabilesin.
Çaban olsun! Ki ruhunu, bedenini kullanabilesin.
Faydan olsun! Ki insan olduğunu anlayabilesin.
Bir insan, insan olduğunu, birilerine, bir şeylere faydası olduğunda ve bunun hazzına vardığında hisseder.
Faydalı olmak, insan olmanın verdiği en temel hazdır çünkü.
(Alıntı: Bazı Yalnızlıklar İyidir.)

KENDİ ZAMANINDA YAŞAMAK

New York, California’dan 3 saat ileride, ancak bu California’yı yavaş yapmaz.
Kimi 22 yaşında mezun olur ama sağlam bir iş bulmak için 5 sene bekler.
Kimi 25 yaşında CEO olup 50 yaşında ölürken kimi 50 yaşında CEO olur ve 90’ı görür.
Kimi evlenirken kimi bekâr kalır.
Obana 55 yaşında emekli oldu. Trump 70 yaşında göreve başladı.
Bu dünyada herkes “kendi zamanına” göre yaşar.
Etraftaki bazı insanlar senden bir adım ileride gözükebilir, bazıları ise senin gerinde görünebilir.
Ancak herkes kendi yarışında, kendi zamanında.
Onlara kıskançlık da besleme taklit de etme.
Onlar kendi zamanında sen kendi zamanında yaşayacaksın.
Hayat harekete geçmek için doğru zamanı beklemektir.
Yani sakin ol.
Geç kalmadın.
Erken de değil.

YALAN VE GERÇEK

19 yüzyıl efsanesine göre gerçek ve yalan bir gün buluşurlar.
Yalan doğru söyler ve
” Bugün hava çok güzel” der.
Gerçek ona bakar ve gözlerini gökyüzüne kaldırır. Gün gerçekten çok güzeldir, doğru söylemesine şaşırmıştır. Bir kuyunun önüne gelene kadar birlikte zaman geçirirler. Yalan hep doğru söylemektedir.
Yalan;
“Su çok güzel, birlikte banyo yapalım!” der.
Gerçek, bir kez daha şüpheci bir şekilde suya dokunur, su gerçekten çok güzeldir.
Ona inanıp soyunur ve yüzmeye başlarlar.
Yalan bir anda sudan çıkar, gerçeğin kıyafetlerini giyerek kaçıp kayıplara karışır.
Kızgın gerçek, kuyudan çıkar yalanı bulmak ve kıyafetlerini geri almak için her yere gider.
Dünyada çıplak gerçeği görenler onu hor görmekte ve öfkeyle bakmaktadır.
Zavallı gerçek kuyuya geri döner ve sonsuza dek ortadan kaybolur.
O zamandan beri yalan, dünyanın her yerinde gerçek gibi giyinmiş ve içimizde yaşamaktadır. Dünya ise hiçbir şekilde çıplak gerçeği görmek istememektedir.

HUZUR

”Bir süre sonra insanlar pek de umurunda olmuyor..
Kimseyi değiştirmeye çalışmıyorsun.
Kimin ne düşündüğünü, kimin ne yaptığını umursamıyorsun..
Yorulunca kendi kabuğuna çekilip, o küçük dünyanda yalnız yaşamayı öğreniyorsun.
Anlık mutluluklar yaşayıp, derin hüzünleri tek başına atlatmayı öğrendiğin vakit kimseye de ihtiyacın olmuyor.
Siz buna yalnızlık diyorsunuz, ben ise huzur..”
Can Yücel

İMTİHAN

Edepsizin imtihanı dili iledir
Hayasızın imtihanı beli iledir
Cimrinin imtihanı malı iledir
Kibirlinin imtihanı mevki iledir
Kınayanın imtihanı başı iledir
Sevenin imtihanı sevdiği iledir
Sevilenin imtihanı sevgi iledir
Sevgisizin imtihanı kendi iledir
Asinin imtihanı derdi iledir
Burası dünyadır, imtihan yeridir
Gitmeden imtihan olmamış var mıdır?

FIDEL CASTRO

Bizler çoğu kez insan hakları üzerine konuşuyoruz.
Ama aynı zamanda insanların hakları üzerine de konuşmalıyız.
Diğerleri lüks otomobillere binebilsin diye neden bazı insanlar çıplak ayaklarıyla yürümek zorunda?
Diğerleri 70 yıl yaşasın diye neden bazı insanlar 35 yıl yaşamak zorunda?
Diğerleri müthiş derecede zengin olsun diye neden bazıları berbat bir şekilde yoksul olmak zorunda?
Ben, bir parça ekmeğe bile sahip olamayan dünya çocuklarının adına konuşuyorum.
Fidel Castro

27 PSİKOLOJİK GERÇEK

Okuduktan Sonra Hafiflemenizi Sağlayacak 27 Psikolojik Gerçek
1:Birini gerçekten tanımanız 3-4 yıl sürer. Evlenmeden önce bu kadar süre tanışan çiftlerin boşanma ihtimali daha azdır.
2:Uyumadan önce zihnimizin %90’ı, başımıza gelecek olan şeyleri hayal etmeye başlar.
3:Çocuklarımızla yaptığımız konuşmalar, onların iç sesi haline gelir.
4:Aktif olarak 7 yılı aşan bir arkadaşlık, büyük ihtimalle ömür boyu sürecektir.
5:Sizin bir türlü aklınızdan çıkaramadığınız o kişi de, muhtemelen sık sık sizi düşünüyor.
6:Çevrenizdeki birinin başkaları hakkında konuşurken ki tavırlarına dikkat edin. Çünkü sizin hakkınızda başkalarına konuşurken de aynı tavırları geçerli olacaktır.
7: Japonlara göre üç farklı yüzümüz var. İlk yüzümüz, dünyaya gösterdiğimiz. İkinci yüzümüz, sadece yakın dostlarımıza ve ailemize gösterdiğimiz. Üçüncü yüzümüz, kimseye göstermediğimiz. Hangisinin gerçek ve hakiki yüzümüz olduğunu, sanırım anladınız.
8: Her şeyin sizi rahatsız ettiği o ruh hali, muhtemelen birini özlediğinizi gösterir.
9: Gece geç saate kadar uyanık kalanlar, erkenden kalkanlara oranla psikopat olmaya daha yatkındır.
10: Birinin sizinle konuşmak istediğini merak ediyorsanız kollarınızı kavuşturun. O da aynısını yapıyorsa, istiyordur.
11: Araştırmalara göre birden fazla yastıkla uyuyan insanlar genellikle yalnız ve depresiftir.
12: Günde 5 ila 10 farklı şarkı dinlemek hafızayı ve bağışıklık sistemini güçlendirir ve depresyon riskini %80 azaltır.
13: Bir tartışmayı kazanmanın en güçlü yolu, konuyla alakalı sorular sormaktır. Böylelikle karşımızdakinin düşüncelerindeki mantık hataları daha rahat ortaya çıkar.
14: 6-8 ay içinde beynimiz, canımızı acıtmış birini tamamen affetmiş olur.
15: Başkalarına bağlı olmayı reddeden insanlar, en çok hayal kırıklıklarını yaşamış olanlardır.
16: Hayatınıza dair en iyi tavsiyeleri aldığınız insanlar, genellikle hayatında en çok sorun olan insanlardır.
17: Fazla düşünmek zihnimizin negatif senaryolar üretmesine ya da acı dolu anıları hatırlamasını sağlar.
18: Sık sık küfreden insanlar, genellikle duygusal açıdan daha güçlü ve daha zeki olurlar.
19: Zeki insanlar genellikle çatışmalardan uzak dururlar. Bu da çoğu şeyi fark etmelerini ama sessiz kalmalarını açıklar.
20: Sosyal açıdan utangaç ve içine kapanık insanlar, arkadaşlarına daha düşkündürler. İlişkilerde de daha sadıktırlar.
21: Basit şeylere kolayca sinirlenebilen insanlar, bilinçaltlarında sevilmeye ihtiyaç duyar.
22: Biri artık “değiştiğinizi” ifade ediyorsa, %95 ihtimalle onun istediği gibi davranmayı bırakmışsınızdır.
23: Psikolojiye göre iki eski sevgili ayrıldıktan sonra arkadaş kalabiliyorsa, ya halen aşıktırlar, ya da hiç olmamışlardır.
24: Unutmayın: Aldatanlar, sürekli aldatılacağını düşünür. Yalancılar, herkesin yalan söylediğini düşünür.
25: Kadınlar erkeğin görünüşünden çok, kokusuna önem verirler.
26: Köpekler insanların mutsuzluğunu hissedebilir. Bunu gidermek için de onlara sokulurlar.
27: Birinin kıymetini anlamanın en iyi yolu, onsuz bir hayatı hayal etmektir.

BİR ORTAOKUL ÖĞRENCİSİNİN YAZISI

Bu ülkede yasayan her insanın bağımsızlığını ve demokrasisini borçlu olduğu insan: ATATÜRK…
Gençliğinde kot pantolon giyememiş.
Sevgilisinin elinden tutup hasılat rekorları kiran bir sinema filmine gidememiş…
Padişah ona Trablusgarp Cephesi’nde görev verdiğinde, lüks uçak şirketinin, first class koltuğunda viskisini yudumlayarak görev yerine gidememiş…
Halkına bağımsızlık fikrini anlatabilmek için kortej eşliğinde Mercedeslerle gezememiş Anadolu’yu…
Kurtuluş hareketini başlatmak için 19 Mayıs’ta Samsun’a ayak basan ayağında spor ayakkabısı ya da kovboy çizmesi yokmuş…
Kazandığı her savaştan sonra savaş sahasına fırlayıp moral veren mini etekli ponpon kızlar da yokmuş…
Tarih kitaplarına bakılırsa, Yunanlıları İzmir’den denize döktükten sonra timsah yürüyüşü de yapmamışlar…
Ülkesinde yapacağı devrimleri, inkılapları unutmamak için not alacağı bir cep bilgisayarı olmadığı gibi, kendisine suikast girişiminde bulunacakları da cep telefonundan öğrenememiş!
Atatürk için üzülüyorum. Dağ gibi adam, bir radyo programına faks çekemeden,
İsmet Paşa için Safiye Ayla’dan bir istek parçası isteyemeden gitti.
Lozan Zaferi’nden sonra veya Cumhuriyet’in ilanından sonra arabaya atlayıp sabahlara kadar korna çalıp, elinde bayraklarla sokaklarda tur atamadı.
Evinin balkonuna çıkıp, bir şarjör mermiyi havaya sıkamadı.
Atatürk’e acıyorum… Sen kalk, dört kadınla evlenebileceğin bir dönemde dünyaya gel, sonra değerini bilmeyip tek kadınla evlilik sistemini getir. Aaaah ah…
Çılgın diskolara gitmek, sabahlara kadar içip rock yapmak, babasının mersedesini alıp söyle bir Emirgan turu çekmek dururken…
Bunları yapmadı Atatürk…
Keyif çatmadı…
Tüm hayatını ülkesinin kurtuluşuna ve uygarlaşmasına harcadı…
İŞTE ONUN İÇİN BÜYÜK ADAMDI ATATÜRK
HER FIRSAT ELİNDE VARDI
O İSE SADECE BU MİLLETİN BAĞIMSIZLIĞINI İSTEDİ
BÜTÜN SUÇU 2 KADEH RAKI İÇMEKTİ O KADAR.