Çocukken nasıldı hayat, hatırlıyor musun?
Ne kadar da az şey yeterdi mutlu olmaya..
Kahkaha atmak için ne kadar çok sebep vardı.
Biraz gözyaşı nasıl çabuk onarırdı yaraları ve ne kadar kısa sürerdi bir kırgınlığın geçmesi
Tek gereken “arkadaş olalım mı?” demekti, arkadaş olmak için.
Çok kızarsan birine, dil çıkardın mı tamamdı.
Yalan söylememeliydi insan, yoksa pinokyo gibi burnu uzardı.
Koşmak, zıplamak, dans etmek, yerlerde yuvarlanmak ne kadar normal,
Kaydıraktan hızla kaymak ne kadar da cesurca idi.
Fırıl fırıl dönmeliydi elbet, rüzgar gülleri de, topaçlar da, çocuklar da.
Yerde seksek varsa zıplamadan geçmek olmazdı.
Neyin eksik diye sorsalar, ya ağzından çıkacak alevler ya da uçmak için kanatlar idi.
Hayallerin tabi ki uçsuz bucaksız,
Belki en çok olmak istediğin; Herkesi kurtaran bir süper kahramandı.
Henüz hiçbir kural yoktu resimlerde; İnsanlar ağaçlar kadardı.
Mutlaka sıradağların arasından güneş doğar, bir nehir çiçekli bahçeler arasından kıvrılarak akardı ve illa ki gökyüzünde bir gök kuşağı olmazsa olmazdı..
Çocukken nasıldı hayat, unuttun mu yoksa?
Çocuk ol bak bakalım tekrar görebilecek misin..