AŞIK OLDUĞUMUZDA

Aşık olduğumuzda vücudumuzda neler oluyor?
Yüzyıllardır kitaplara, şiirlere, skandallara hatta hastalıklara konu olmuş bir duygu: Aşk. Midenizdeki kelebeklerden tutun, dönen başınız, yerinden çıkacakmış gibi atan kalbiniz, daha güzel bir yer haline gelen dünya ve bir anda duymaya başladığınız öten kuşlar… Herkesin kendine göre bir aşk tanımı var.
Herkes aşkın kalpte olduğunu düşünür. Kalbimizle sevdiğimizi varsayarız çünkü aşkı hissettiğimizde en büyük fiziksel tepkiyi kalbimiz verir. Midemiz de hareketlenir ancak kimsenin midesiyle âşık olduğunu düşünmeyiz. Hâlbuki aşk beyninizde gerçekleşen fizyolojik bir tepkimedir.
Aşık olduğunuz zaman beyninizde karşı tarafı eleştirmenizi, anlamanızı, mantıklı düşünmenizi sağlayan bir mekanizma çalışmamaya başlar. Çünkü dopamin seviyeniz o kadar yükselmiştir ki beyniniz alarm durumuna geçer. Muhakeme yeteneğinizi kısa süreliğine de olsa kaybedersiniz. Aşık olduğunuz insanın olumsuz yönlerini görmezsiniz. O ne yapsa güzel yapar, dünya daha iyi bir yer olmuştur ve siz de açıklayamadığınız bir şekilde mutlusunuzdur.
Çünkü beyniniz arka planda hormon düzenlemesini bu şekilde gerçekleştiriyordur. İşte bu sebeplerden ötürü, “Aşkın gözü kördür” dediğimiz şey aslında gerçektir. Salgıladığınız hormonlar sevdiğiniz kişiyi eleştirebilmenizi sağlayan beyninizdeki mekanizmayı devre dışı bırakmıştır.
Konuya ilişkin olarak anlatmak istediğim bir çalışmayla yazıyı sonlandırıyorum. Yurtdışında yapılan bir araştırma göstermiş ki bir anne bebeğini gördüğünde gerçekleşen tepkimelerle kişi âşık olduğu insanı gördüğünde gerçekleşen tepkimeler birbirleriyle önemli ölçüde eşleşiyorlar. Kuzguna yavrusu şahin göründüğü gibi âşık olunca da gözümüz kör, kulağımız sağır oluyor. Çünkü beyniniz de aslında kalbinizden yana.