İnsan olmak, insanca davranabilmek…
Şefkat eli olup uzanabilmek, gözden akan yaşı silebilmek,
Kanayan yaralara merhem olabilmek ne güzeldir…
Ne güzeldir…
Güvene mazhar olmak, yalandan riyadan uzak kalabilmek.
Elindeki ile yetinmek başkalarının elindekini kıskanmadan sevinebilmek
Ve en içten duygularla daha çok ver Yarab diyebilmek ne güzeldir..
Ne güzeldir;
Kedi ve köpeklere ağlayıp, kuşların yasını tutmak..
Bilmediğin birinin derdine üzülebilmek ve çare aramak.
İnsanlara ışık olabilmek..
Sevilmeden sevebilmek,
Gelmeyene gidebilmek ne güzeldir…
Ne güzeldir;
İncitmekten, kırmaktan, nefretten uzak kalabilmek…
Titreyen minik yüreklere korkma diyebilmek, sarılabilmek sevgiyle şefkatle..
Ne güzeldir;
Dünyanın öbür ucunda,
Hiç tanımadığımız bir insanın gözyaşının bile içimizi parçalaması
Ne güzeldir;
Yaşamak ne güzeldir,
Sevinerek, severek, sevilerek, düşünerek
Ne güzeldir;
Dört gözle beklediğiniz bir haberin gelmesi,
Sabaha dek uyutmayan diş ağrısının dinmesi.
Yıllar sonra bir gün bir yerde, çocukluğunuzda annenizin sizin için yaptığı kurabiyelere rastlamak…
Yağmurdan sonra, açan güneş…
Buz gibi sokaktan sıcacık eve girmek..
Yorgunluktan bitmişken yatağa uzanmak…
Tuttuğun takımın ezeli rakibini yenmesi..
Sabahları kızarmış ekmek kokusuyla uyanmak…
Kızgın kumlarda uzun uzun yattıktan sonra bedeni denizin serinliğine bırakmak…
Sabahları kızarmış ekmek kokusuyla uyanmak…
Bir doktor muayenehanesinin kapısından, şüpheleri dağıtmış olarak sevinçle çıkmak…
Yaz sıcağında, bir öğle uykusunun mahmurluğunu, buz gibi bir dilim karpuzla atmak
Bir bahçenin önünden geçerken duyduğunuz hanımeli kokusu.
Sabah uyanıp o gün tatil olduğunu hatırlamak…
“Artık bitti” derken sizi arayıvermesi…
Yaşlı ana babanızın, hala çaldığınız kapının arkasında ya da hattın öbür ucunda olması…
Fırından yeni çıkmış ekmeğin köşesi…
Bir köşede birbirine sarılmış uyuyan kedi yavruları…
Evinizden, pişmekte olan etli biber dolması kokusunun yayılması…
Soğuktan titrerken elinize tutuşturulan bir bardak çay..
Meteliksiz bir gününüzde, çoktandır giymediğiniz ceketinizin cebinden para çıkması…
Onunla ilk kez yalnız kalmak…
Uzun, sıcak bir yürüyüşten sonra karşınıza çıkan bir çınar altı.
Sabahtan beri ayağınızı vuran ayakkabıları çıkardığınız an…
Sudan bir sebeple küstüğünüz arkadaşınızla barışmanız…
Yıkanmış, ütülenmiş, mis gibi kokan yatak takımlarını koynunda uyumak…
Bir sandalın kenarına oturarak bacakları denize sallandırmak…
En sevdiğiniz yemeğin ilk lokmasını ağzınıza aldığınız an…
En önemlisi,
Nefes almak,
Konuşmak,
Duymak,
Yürümek,
Görmek,
Anlamak…
“Ne güzeldir”…
Ve ne güzeldir; arkadaşlarınızdan, sevdiklerinizden alacağınız sıcacık bir Merhaba…